İslam dini dayatmalar ve kısıtlamalar üzerine kurulu bir dindir. Semavi dinler insanları günah ve cehennem korkusu ile kendisine bağlar ve ibadet etmeseler bile sırf cehenneme gitmemek için Allah’a bağlı kalmalarını sağlar.
Örneğin kadınların kapanması. Nur Suresi 31. Ayet: “Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından yahut babalarından yahut kocalarının babalarından yahut oğullarından yahut üvey oğullarından yahut erkek kardeşlerinden yahut erkek kardeşlerinin oğullarından yahut kız kardeşlerinin oğullarından yahut müslüman kadınlardan yahut sahip oldukları kölelerden yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!” (Diyanet İşleri)
Kurtulabilmek için yani cehenneme gitmemek için kısıtlamalara uymayı zorunlu kılar. Azap ile korkutularak kayıtsız şartsız iman edilmesi istenmiştir. İnsanların sorgulaması engellenmeye çalışılmıştır. Kimse sorgulamaz bir tanrı neden bir kadının saçını kimin göreceğine karar verir diye. Yine kimse sorgulamaz tanrı o kadar kural yerine neden inanan kişinin giyinişi veya kimle evlendiği veya kimle yatıp yatmamasına karıştığı gibi durumlara neden dâhil olur diye.
Nahl Suresi 88. Ayet: “İnkâr eden, Allah’ın yolundan alıkoyanlara, bozguncuklarına karşılık azap üstüne azap veririz.” (Diyanet İşleri)
İnsanların kendi istek ve ihtiyaçlarını görmezden gelip ibadet etmelerini istemiştir. Bunu yapmayanların ise günaha gireceğini ve cehennem ile cezalandırılacağı belirtilmiştir. Kuran sizlere her zaman ya inanacaksınız ya da yanacaksınız demektedir. Bu da bir ironidir kimse sorgulamaz tanrı neden sürekli sizi böyle yakarım şöyle yok ederim böyle baştan bir daha yaparım deyip durmaktadır ki bunu diyen tanrı ne kadar insaflı, sevecen ve merhametli olduğuyla övünmektedir.
İsra Suresi 18. Ayet: “Kim acele (bu dünyada acil) olarak isterse, istediğimiz kimseye, dilediğimiz şeyi ona orada acele verdik. Sonra onu cehennem ehli kıldık. Zemmedilmiş (ayıplanmış) ve (rahmetten) kovulmuş olarak, ona (cehenneme) atılır.” (İmam İskender Ali Mihr)
İnanmayanların ise direkt cehenneme gideceği dayatılmıştır. Bu noktada insanların bunu bir sınav olarak görmesi de ayrı bir ironidir, tanrı kendi parçası olanları sınava sokuyor çok merhametli fakat eğer ona hiç inanmıyorsanız sizi kesinlikle yakacak ve bunun sonu asla gelmeyecek. İçinde Allah inancı olanlar bir süre cezasını çekip giderken diğerleri sonsuz bir döngüde yanacak derler. Bu nasıl insaflı bir tanrıdır ki insanları bir sınav için yaratıyor, bu sınav sonucu ise ya sonsuza dek ceza veriyor ya da dünyada yasakladığı alkol ve cinselliği cennette sunuyor? İnsanlar bunların üzerinde hiç durup düşünmez çünkü bu tarz düşünceleri de yasaklar ve eğer düşünüp karşı çıkarsan dinden çıktığını söyler.
Beyine Suresi 6. Ayet “Ehli Kitap ve müşriklerden olan inkârcılar, içinde ebedi kalacakları cehennem ateşindedirler. İşte halkın en şerlileri onlardır.” (Abdul Metin Saruhan)
İnsanları korkutan ve zorlayan ayetlere pek çok örnek verilebilir. Yani İslam sevgi ve istekle ibadet üzerine kurulu bir din değil korkutma ve dayatma üzerine kurulu bir dindir. Bir yanda İslam adı altında yapılan katliamlar ve bir yanda sorgularsa ve dayatmalarına kulak asmazsa cehenneme gideceğinden korkan inananları. Bizim inancımız ise sizi kandırmaz, korkutmaz veya tehdit ederek kendisine bağlamaz. Satanizm size varoluşun özgürlüğünü sunar ölümden sonra sizi yok etmekle tehdit etmez.
“Ben Bilgi’yim. Hem tenin zevki, hem aklın bilgisi yalnız bende ve benim inancımdadır. Lanet olsun, bilgiyi yasaklayan dinlere! Lanet olsun, imanı aklın önüne geçirenlere! Onlar, insanlığın kanserli uzuvlarıdırlar. Onlar engeller bilginin akışını. Onlar yok eder akılcı olanı. Onlar hapseder insanı, kendi beyninin içine.”
Ayetler Kitabı 2. Bölüm 21. Ayet
“Beni ve bilgimi istemeyenler, kendileri bilirler. Benim dinime ve benim ibadetime ve benim bilgime ve benden gelen bilgiye, kimse, kılıç zoruyla sokulmaz. Ne haçlı seferim vardır; ne engizisyonum ve ne de kutsal cihadım. Benim sürüme dâhil olanlar, zevkle gelmeli. Bilerek gelmeli. Ve kendisini anlayarak, gelmeli ve özgür olmalı. İhtiyacım yok; çobana ihtiyaç duyana, ne de kılıç korkusundan gelene.”
Ayetler Kitabı 2. Bölüm 23. Ayet
