Satanizm inancında tanrıların farklı isimlerine rastlamak normaldir, tarihte her zaman var olmuş olan bu varlıklar bazen farklı isimlerle anıldılar ve bazen isimleri hiç geçmedi. Bunun sebebi dönemsel olarak baskın olan tanrı veya tanrıçaların bulunmasıdır, bir diğer sebep ise inanç yönünden insanların taraflarının baskınlığının değişmesidir. Satanizm dediğimiz zaman aklımıza gelen ilk isim Şeytan’dır. Bu yazıda onun isimlerinden birini inceleyerek anlamını ve hikâyesini öğreneceğiz.
Şeytan ismi Farsça ve Arapça dillerinden doğan bir isimdir fakat İncil’de de bu isim geçmektedir, bu ismi başka bir yazıda inceleyeceğiz. Bu yazıda bahsedilecek isim ise Hristiyanlıkta geçen Lucifer’dır. Hristiyanlık inancında bu ismin farklı yorumlamaları da mevcuttur. Fakat burada bilinmesi gereken en önemli durum Lucifer isminin kalıplaşma sürecidir. Lucifer, Latincede Venüs gezegeninin sabah saatlerindeki halini tanımlamak için kullanılmış isimlerden biridir. İsim aynı zamanda gezegen ile ilişkilendirilmiş pek çok dini ve mitolojik varlığa da atıfta bulunabilir. Dini açıdan Venüs ve Lucifer ile ilgili hikâyeler, gezegenin astronomik hareketleri nedeni ile pek çok kültürde “düşme” ile ilişkilendirilmiştir. Kavram, Greko-Romen inançlarında kişiselleştirilmiş ve tanrılaştırılmış bir olgu olarak da görülmektedir, Bu isim, Latince lux “ışık” ve ferre “taşımak” kelimelerinden türetilmiştir ve kelimenin temel anlamıyla “ışık-getiren” manasına gelmektedir. Venüs’ün böyle nitelendirilmesinin sebebi, sabah güneş doğmadan önce ufuğun az yukarısında görünmesinin, gün doğumuna alamet olmasıdır. Bu görünmesiyle Venüs gündüzü peşine takmış getiriyor (günışığını taşıyor) anlamı ima edilir.
(Wikipedia) Hristiyanlık ve Şeytan Şeytan, İncil’de tanrının huzurunda ya da onun mekânında bulunan bir varlıktı. “Bir gün ilahi varlıklar Rabbin huzuruna çıkmak için geldiklerinde, Şeytan da onlarla geldi. Rab Şeytan’a, “Nereden geliyorsun?” dedi. Şeytan, ‘Dünyada gezip dolaşmaktan’ diye yanıt verdi.” (Eyüp 1:6-7) Bu ayet üzerinden anlaşılacağı şekilde Hristiyanlık inancında şeytan dünya ve cennet olarak bilinen tanrı mekanı arasında dolaşabilen bir varlıktır. Şeytan İslam’da da anlatıldığı üzere kibirli, üstün bir varlık ve kendini yücelten bir melek olarak İncil’de de tasvir edilmektedir. Hristiyanlar Şeytan’ın kendini yüce görmesini İslam’dan farklı olarak insanı kıskanmak olarak değil direkt olarak tanrıyı kıskanmak olarak nitelendirmektedir. Şeytan tanrı olmak istediği için, Âdem ve Havva’yı ayartıp kendi kibri yüzünden cennetten kovulmuştur, bu nedenle de tanrının kendi yarattığı insan oğluna itaat etmeyeceğine inanmaktadırlar. “Şeytan gururu yüzünden Tanrı huzurunda kovuldu! Çünkü o Tanrı gibi olmak istedi. Tanrı’dan daha görkemli olmak istedi.” (Yeşaya 14:12-15 ve Hezekiel 28:12-15) Bu nedenden dolayı günümüzde Hristiyanlar insanın tanrı komplekslerinin olmasını Şeytan’a bağlamaktadırlar.
Lucifer adının kalıplaşması Yazının başında bahsettiğimiz üzere Lucifer adı aslında Seher Yıldızı’nı temsil etmektedir ve İncil’den önce de kullanılmaktaydı. Hristiyanlıkta genellikle Şeytan’ı tasvir etmek için kullanılan bir isimdir. Ayrıca Şeytan’ın oğlu olarak da bilinir. Bu kullanım Kitâb-ı Mukaddes’te (Eski Ahit, İşaya 14:3-20) cennetten atıldığından bahsedilen ve “Gün Yıldızı” ya da “Sabah Yıldızı” olarak bahsedilen meleğin Latincedeki adıdır. Aynı Latince kelime Kitâb-ı Mukaddes’te (2 Petrus 1:19) Şeytanla hiç alakası olmayan bir yerde de yer almaktadır. Bu ve bunun gibi birçok çeviride “Gün Yıldızı” kelimesi yerine direkt Latince Lucifer kelimesi kullanılmaya başlandı ve bu nedenle bu kelime Şeytan’ı tasvir etmek için kullanıldı. (Wikipedia) Bu kullanımların Yeni Ahit’te ve Eski Ahit’te bulunan örnekleri ise şu şekildedir: Yeni Ahit’te 2 Petrus 1:19: Peygamberlerin sözleri bizim için daha büyük kesinlik kazandı. Gün ağarıp sabahyıldızı yüreklerinizde doğuncaya dek, karanlık yerde ışık saçan çıraya benzeyen bu sözlere kulak verirseniz, iyi edersiniz. Eski Ahit’te Hezekiel 28:11-19: “…güzellerin ve bilgelerin en mükemmeliydin. Eden’de, Tanrı’nın bahçesindeydin. Giysilerin hep güzel taşlarla –yakut, zümrüt, aytaşı, beril, onix, safir, turkuazla- ve altın işlemelerle süslüydü. Bunlar sana sen yaratıldığın gün verildi. Seni kudretinle ve gücünle bekçim yaptım. Tanrının kutsal dağına gidebiliyor ve ateş tarlalarında yürüyebiliyordun. Yaptıklarından tamamen muaf tutulurdun ta ki için kötülükle dolana dek. Bu varlık içinde bile daha büyük şiddet yarattın ve günahkâr oldun. Seni tanrının dağından men ettim ve seni bekçilik ettiğin ateş tarlalarından sürgün ettim. Güzelliğin yüzünden için kibirle doldu ve bilgeliğini kendi ünün için harcadın. Seni içine hapsettiğim ateşle beraber dünyaya attım. Seni takip edenlerle beraber sonunuz ateşler içinde küle dönecek. Çok feci bir sona geldin.” Bu örneklerle birlikte Lucifer adı Şeytan’ı tanımlayan bir hal kazandı. Her inanış Şeytan’a kendince bir yakıştırmada bulunmuştur. Bu yazıda anlattığımız dinlerdeki inanışlara bağlı olmaksızın sizler için bilgiyi objektif olarak inandıkları haliyle aktardık. Bizim inancımızda Şeytan bu isimlerin hepsini kabul etmektedir fakat bu kabullenme orada anlatılan varlık olmasından değil, insanlara onu hatırlatmasındandır. Ayetler Kitabı’nda bu durum şöyle özetlenmekte:
- Üzmez beni, sevmeyenlerimin ve cahillerin taktıkları isimler. Aksine, tüm ihtişamımı koyar ortaya onlar. Benden ve adlarımdan gelir, bütün ilerletici ve asil ve başkaldırıcı duygular. Albız benim; Mara benim; Seth benim; Loki derler bana; Benim, Satan Olan ve Satanas; Satanus’um ben. İblis’im; Şeytan’ım ben, içinizde Kaynayarak Uyuyan.
- Lucifer dediler bana, kötülüğü anlatmak için. Hâlbuki ışık ve güzelliği anlatırdı Lucifer. Ben kötüyüm bu düzen için; ama değilim asla kötülük.
Ayetler Kitabı 1. Bölüm 2-3. Ayet
- Benim gerçek ismimi bilemez hiç kimse. İsmim zaten değildir insan dili ve kulağı için. Bu yüzden birşey ifade etmez size. Bana yakıştırılan isimler sizler tarafından üretilmişlerdir daima. Ama benim için ve sizin için bu, önemli değildir. Ben bana verilen her ismi benimserim. İster yüceltmek için, ister aşağılamak için. Beni aşağılamak için veya sizi benden korkutmak için verilen isimler benimsenerek tarafımdan, birer ziynet haline gelmişlerdir üzerimde.
- Çok fazladır, tarihiniz boyunca bana takılan isimler. Hepsi de geçerlidir benim açımdan, çağırmak için benim kudretimi. En fazla kullanılan isimlerim, kitabımın sizin âleminize geçirildiği ülkede, en önemli isimlerim sayılırlar bu ülke için. Yoksa yoktur isimlerimin birbirinden farkı. Ne biri daha görkemlidir ve ne de güçlü. Ne de sıralamada daha önde.
Ayetler Kitabı 6. Bölüm 1-2. Ayet
Tarihte var olan bu isimler zamanla Satanizm inancında da yer aldı ve tanrılar bu tarz yakıştırılan her ismi kabullendi, bizlere onları hatırlattığı için. Ayetler Kitabı’nda bahsedildiği gibi tanrıların şekli ve isimleri insanların gözü ve dili için değildir, başka âlemden gelen bu varlıkların özündeki şekil ve isimlerini bilmemekteyiz. Onların şekillerini biz algıladığımız kadar simgeler ve isimlerini tarihle birlikte üretiriz. Işıkla kalın.