Tevrat ve İncil’deki Çelişkiler Bu yazımızın amacı kendini kusursuz ilan eden ve inanlarının da böyle kabul ettiği tanrıları Elohim’in kitaplarının kendi içinde bile bulunan çelişkilerinden bazılarının üzerine düşünmeyi sağlamaktır. Buradan varacağımız sonuç şudur ki bir tanrı kendini kusursuz, sonsuz güçte, her şeyi tek başına yaratan olarak kabul ederken kendi kitaplarında bile çelişkiler olduğunu göstermek ve kitaplarını bile çelişkisiz yazdıramayan bir Tanrının kusursuz olamayacağını tanıtlamaktır. Şöyle bir uyarıda bulunmak isterim. Ayetler belgeye eklenmeden önce cımbızlanmamıştır, önceki ayetler ve sonraki ayetler incelenip açıklama kısmındaki açıklamalara uygun olduğuna emin olunduktan sonra eklenmiştir. Siz de kontrol edebilirsiniz. İlk örneğimizle başlayalım.
Günlere Verilen Önem
“Kutsal tutmak için Şabat gününü hatırla.”
Çıkış 20:8
“Bir adam bir güne diğerinden daha fazla değer verir: bir başkası her güne aynı şekilde değer verir. Bırakın herkes kendi zihninde tamamen ikna olsun.”
Romalılar 14:5
Birinci ayette Şabat gününe bir önem verilmiş onun hatırlanması istenmişse de ikinci ayette bir insanın bir güne diğerlerinde daha fazla değer verip vermemesi kişiye bırakılmış. Şimdi size soruyorum. Madem iki seçenek de insanlık için uygunsa neden ilk ayette hatırlamamızı istemiş. Diyebilirsiniz ki ilk ayet Tevrat’tan ikincisi de İncil’den diye fakat o zaman da şöyle bir sıkıntı var bu bir şeyin doğruluğu yanlışlığı devre göre değişmez. Doğruysa doğrudur, yanlışsa yanlıştır. Görüldüğü üzere burada çelişkili bir durum vardır. Eğer kutsal günleri ayrı bir sınıfa koyduğunu düşünüyorsanız tanrının ikinci örnekte bunu belirtmekten aciz olduğunu söylemiş olursunuz, neden kendisiyle ilgili basit de olsa çelişki bıraksın dediği kadar kusursuz ise.
Dünyanın Sonsuzluğu
“Kuşaklar gelir, kuşaklar geçer, ama dünya sonsuza dek kalır.”
Vaiz 1:4
“Ama Rab’bin günü hırsız gibi gelecek. O gün gökler büyük bir gürültüyle ortadan kalkacak, maddesel öğeler yanarak yok olacak, yer ve yeryüzünde yapılmış olan her şey yanıp tükenecek. Her şey böylece yok olacağına göre, sizin nasıl kişiler olmanız gerekir? Tanrı’nın gününü bekleyip o günün gelişini çabuklaştırarak kutsallık içinde yaşamalı, Tanrı yolunu izlemelisiniz. O gün gökler yanarak yok olacak, maddesel öğeler şiddetli ateşte eriyip gidecek.”
2.Petrus 3:10-12
Bu çelişki için çok uzun bir açıklamaya gerek yok. İlk ayette dünya sonsuza dek kalır deyip sonra her şeyin yok olacağını söylemek biraz ilginç olmuş.
İnsanlığın Tanrı İle Görüşmesi
“Yakup, “Tanrı’yla yüz yüze görüştüm, ama canım bağışlandı” diyerek oraya Peniel adını verdi.”
Yaratılış 32:30
“Tanrı’yı hiçbir zaman hiç kimse görmedi. Baba’nın bağrında bulunan ve Tanrı olan biricik Oğul O’nu tanıttı.”
Yuhanna 1:18
Burada garip bir durum var. Yaratılış ilk kitap ve Yakup Tanrı’yı görmüş kitaba göre fakat çok daha sonra yazılan Yuhanna kitabında kimsenin Tanrı’yı görmediğini söylüyor. Ya ikisi farklı tanrılardan bahsediyorlar ya da biri yalan söylüyor demek isterdim ama kitaplarda kendini tek Tanrı olarak görüyor. Bunu değerlendirmek size kalmış.
Akrabalarla Cinsel İlişki
“Hiçbiriniz cinsel ilişkide bulunmak için yakın akrabasına yaklaşmayacak. RAB benim. Annenle cinsel ilişkide bulunarak babanın namusuna dokunmayacaksın. O senin annendir. Onunla ilişki kurmayacaksın. Babanın karısıyla cinsel ilişki kurmayacaksın. Babanın namusudur o. Annenden ya da babandan olan, ister seninle aynı evde doğmuş olsun, ister olmasın üvey kız kardeşlerinden biriyle cinsel ilişki kurmayacaksın. Kızının ya da oğlunun kızıyla cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü onların namusu senin namusundur. Babanın evlendiği kadından doğan kızla cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü o babandan olmadır, senin kız kardeşin sayılır. Halanla cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü o babanın yakın akrabasıdır. Teyzenle cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü o annenin yakın akrabasıdır. Amcanın namusuna dokunmayacaksın. Karısına yaklaşmayacaksın, çünkü o senin yengendir. Gelininle cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü oğlunun karısıdır. Onunla ilişki kurmayacaksın. Kardeşinin karısıyla cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü o kardeşinin namusudur. Bir kadının hem kendisiyle, hem kızıyla cinsel ilişki kurmayacaksın. Kadının kızının ya da oğlunun kızıyla cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü onlar kadının yakın akrabasıdır. Onlara yaklaşmak alçaklıktır. Karın yaşadığı sürece onun kız kardeşini kuma olarak almayacak ve onunla cinsel ilişki kurmayacaksın.”
Levililer 18:6-18
“Annesinden ya da babasından olan kız kardeşiyle yatana lanet olsun!”
“Bütün halk, ‘Âmin!’ diyecek.”
Yasanın Tekrarı 27:22
“Bir adam anne ya da baba tarafından üvey olan kız kardeşiyle evlenir, cinsel ilişki kurarsa, utançtır. Açıkça aşağılanıp halkın arasından atılacaklardır. Adam kız kardeşiyle ilişki kurduğu için suçunun cezasını çekecektir.”
Levililer 20:17
“Tanrı insanı kendi suretinde yarattı, onu Tanrı’nın suretinde yarattı. Onları erkek ve dişi olarak yarattı.”
Yaratılış 1:27
Buradaki sıkıntı çok bariz olsa da açıklayalım. Tanrı ilk olarak Âdem ve Havva’yı yaratmıştır kitaplara göre. İlk olarak Âdem ve Âdem’in parçasından da Havva. Bu iki insandan doğan çocuklar Dünya’yı doldurmuştur zamanla. Şöyle bir sıkıntı var. Âdem ve Havva’nın çocukları aralarında cinsel ilişki yaşamadan çoğalmaları mantıken imkânsız çünkü kitaplarda ilk insan olarak Âdem ve Havva’dan bahsediliyor ve diğerlerinin onlardan geldiğini. Yani bu durumda kardeşler arasında cinsel ilişki var. Ama Levililer’deki ayette bu durumu yasaklamış. Buradan birkaç sonuç çıkarabiliriz. Tanrı insanı günah işlemeye mahkûm etmiştir ve sonrasında günahkâr olarak ilan edip onları pişmanlıkla tövbe etmelerini istemiştir. Suçluluk duygusuyla içi yanıp kavrulan insanlar da kaçış yolu olarak kendilerini Tanrı’ya kulluk etmekte bulmuşlardır. Ayrıca günahkârların cehennemde yanacağını söyleyerek insanları korkutmuştur ve korku en sağlam manipülasyon tekniklerinden biridir. Açıkça Tanrı insanları manipüle etmiştir.
Bir İnsana Yapılana Verilecek Karşılık
“Ama başka bir zarar varsa, cana karşılık can, göze karşılık göz, dişe karşılık diş, ele karşılık el, ayağa karşılık ayak, yanığa karşılık yanık, yaraya karşılık yara, bereye karşılık bere ödenecektir. “Bir adam erkek ya da kadın kölesini gözüne vurarak kör ederse, gözüne karşılık onu özgür bırakacaktır. Eğer erkek ya da kadın kölesinin dişini kırarsa, dişine karşılık onu özgür bırakacaktır.”
Mısırdan Çıkış 21:23-27
“Kim birini vurup öldürürse, kendisi de kesinlikle öldürülecektir. “
Mısırdan Çıkış 21:12
“Eğer bir adam komşusuna düzen kurar, kasıtlı olarak saldırıp onu öldürürse, sunağıma bile kaçmış olsa, onu çıkarıp öldüreceksiniz.”
Mısırdan Çıkış 21:14
“‘Göze göz, dişe diş’ dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin. Sağ yanağınıza bir tokat atana öbür yanağınızı da çevirin. Size karşı davacı olup mintanınızı almak isteyene abanızı da verin. Sizi bin adım yol yürümeye zorlayanla iki bin adım yürüyün. Sizden bir şey dileyene verin, sizden ödünç isteyeni geri çevirmeyin.”
Matta 5:38-41
Burada garip bir durum var. İki kitabı da yazdırtan Tanrı olmasına rağmen ilk ayette göze göz, dişe diş denmiş ama ikinci ayette sağ yanağınıza tokat atana sol yanağınızı çevirin diyor. O zaman Tanrı ya İsa öncesi devirde ya İsa ve sonrası devirde insanlara yanlış buyruk vermiştir. İlginç olan da şu Tanrı’nın oğlu İsa direkt olarak Tanrı’nın ayetini reddediyor. Yorumlaması size kalmış.
Varlar Gibi Mi Yaşayalım Yokmuş Gibi mi?
“Ama fuhuştan ötürü her erkek karısıyla, her kadın da kocasıyla yaşasın. Erkek karısına, kadın da kocasına hakkını versin. Kadının bedeni kendisine değil, kocasına aittir. Bunun gibi, erkeğin bedeni de kendisine değil, karısına aittir.”
1. Korintililer 7:2-4
“Kardeşler, şunu demek istiyorum: Zaman daralmıştır. Bundan böyle, karısı olanlar karıları yokmuş gibi, yas tutanlar yas tutmuyormuş gibi, sevinenler sevinmiyormuş gibi, mal alanlar malları yokmuş gibi, dünyadan yararlananlar alabildiğine yararlanmıyormuş gibi olsun. Çünkü dünyanın şimdiki hali geçicidir.”
1. Korintililer 7:29-31
Fuhuştan ötürü herkesi eşiyle yaşamaya çağırırken karısı olanlar karıları yokmuş gibi davranmaya çağırıyor. Yokmuş gibi yaşayacaksak neden birlikte yaşayalım?
Suçların Cezası Kaç Nesil?
“Ölecek olan günah işleyen kişidir. Oğul babasının suçundan sorumlu tutulamaz, baba da oğlunun suçundan sorumlu tutulamaz. Doğru kişi doğruluğunun, kötü kişi kötülüğünün karşılığını alacaktır.”
Hezekiel 18:20
“Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı’yım. Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.”
Çıkış 20:5
Babalarımızın suçunun cezasını çekecek miyiz çekmeyecek miyiz? İki ayet tam zıddını söylüyor da emin olamadık.
Ebeveynlere Olan Saygı
“Annene babana saygı göster. Öyle ki, Tanrın RAB’ bin sana vereceği ülkede ömrün uzun olsun.”
Çıkış 20:12
“Kalabalık halk toplulukları İsa’yla birlikte yol alıyordu. İsa dönüp onlara şöyle dedi: “Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını, kardeşlerini, hatta kendi canını bile gözden çıkarmazsa, öğrencim olamaz.”
Luka 14:26
“Bir adam bana gelir ve babasından, anasından, karısından, çocuklarından, kardeşlerinden ve kız kardeşlerinden, evet ve kendi hayatından nefret etmezse, o benim öğrencim olamaz. ”
Luka 14:26
“Ey kocalar, Mesih kiliseyi nasıl sevip onun uğruna kendini feda ettiyse, siz de karılarınızı öyle sevin.”
Efesliler 5:25
“Size doğrusunu söyleyeyim, yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa’dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile yok olmayacak.”
Matta 5:18
Öncelikle neden iki kere aynı ayeti attığımı açıklayayım. Hiç değiştirilmediği aynen kaldığı söylenen kitabın Türkçe çevirisinde gözden çıkarmak olarak derken İngilizce çevirisinde nefret etmek olarak geçiyor. İki duruma göre de hiç değişmemiş kitabı inceleyelim. Anneye ve babaya saygı gösteren insan onları nasıl gözden çıkarır? İki durumun birden olabilmesi imkânsızdır. İngilizce çeviride geçen nefrete göre değerlendirsek yine tutarlılık yok çünkü saygı mı duyalım nefret mi edelim? Ayrıca Efesliler bölümünde sevmeyi buyururken ayette nefret etmeyi buyuruyor. Neresinden tutsak elimizde kalan bir durum gibi duruyor.
Öldürmek Konusuna Yaklaşım
“Hayvanlarla cinsel ilişki kuran herkes öldürülecektir.”
Mısırdan Çıkış 22:19
“Annesine ya da babasına lanet eden herkes kesinlikle öldürülecektir. Annesine ya da babasına lanet ettiği için ölümü hak etmiştir.”
Levililer 20:9
“Biri başka birinin karısıyla, yani komşusunun karısıyla zina ederse, hem kendisi, hem de zina ettiği kadın kesinlikle öldürülecektir.”
Levililer 20:10
“Babasının karısıyla yatan, babasının namusuna leke sürmüş olur. İkisi de kesinlikle öldürülecektir. Ölümü hak etmişlerdir.”
Levililer 20:11
“Bir adam geliniyle yatarsa, ikisi de kesinlikle öldürülecektir. Rezillik etmişler, ölümü hak etmişlerdir.”
Levililer 20:12
“Bir erkek başka bir erkekle cinsel ilişki kurarsa, ikisi de iğrençlik etmiş olur. Kesinlikle öldürülecekler. Ölümü hak etmişlerdir.”
Levililer 20:13
“RAB’be söven kesinlikle öldürülecektir. Bütün topluluk onu taşlayacak. İster yerli ister yabancı olsun, RAB’be söven herkes öldürülecektir.”
Levililer 24:16
“Adam öldüren kesinlikle öldürülecektir .”
Levililer 24:17
“Adam öldürmeyeceksin.”
Mısırdan Çıkış 20:13
Birkaç ayetle örneklemek istediğim duruma gelelim. Burada çok basit bir mantık hatası var. Eğer adam öldürmeyeceksek Tanrı’nın bazı ayetlerde buyurduğu ölüm cezasını nasıl vereceğiz. Sonuçta ceza vermek için de öldüren de öldürmüş oluyor ve bu durumda ayette de dediği gibi o da öldürülmeli onu öldüren de böyle gider. Yani ya Dünya’da kimse kalmayana kadar bu iş devam eder ya da yapılamaz. Ayrıca burada da önceden bahsettiğim gibi yapılamaz buyruklar verip insanları suçluluk psikolojisine sokma durumu söz konusu.
Yahuda Nasıl Öldü?
“Yahuda paraları tapınağın içine fırlatarak oradan ayrıldı, gidip kendini astı.”
Matta 27:5
“Bu adam, yaptığı kötülüğün karşılığında aldığı ücretle bir tarla satın aldı. Sonra baş aşağı düştü, bedeni yarıldı ve bütün bağırsakları dışarı döküldü.”
Elçilerin İşleri 1:18
Bu kısımda da bir başka çelişkili açıklamalar var. Yahuda’nın ölüm şekli iki ayette farklı anlatılmış.
Tanrı Her Şeyi Bilir Mi?
“RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı.”
Yaratılış 6:5-6
“Böylelikle gerçeğe ait olduğumuzu bileceğiz ve yüreğimiz bizi ne zaman suçlarsa, Tanrı’nın önünde onu yatıştıracağız. Çünkü Tanrı yüreğimizden daha büyüktür ve her şeyi bilir.”
1. Yuhanna 3:19-20
Burada yine bir mantıksal sorun var. Eğer bir tanrı her şeyi biliyorsa Nuh tufanından önce insanların bu hale geleceğini bilmiyor muydu? Biliyorsa ayette dediği gibi yüreğinin sızlaması mantıksız demek ki her şeyi bilmiyor. Bu da Tanrı’nın bir başka çelişkili ifadesidir.
Sonuç
Birçok ayetle örneklendiği üzere kendi kitaplarının arasında bile birçok çelişkiler bulunduran hatta aynı ayette bile diller arası anlam farklılıkları bulunduran bir Tanrı sonsuz güçte, her şeye gücü yeten bir Tanrı olamaz. Çünkü her şeyi bilen her şeyi yapabilen biri insanlara yol göstermek için gönderdiği kitaplarda çelişkiler bulunuyorsa o insanlar nasıl doğru bir şekilde Tanrı’yı takip edecek? Çok açık olduğu üzere kusursuz bir Tanrı değildir daha kendi kitabını koruyamamıştır. Birkaç bölüm veya ayette dediğini ya kendisi ya da oğlu olan İsa çürütmüştür. Bu kadar mantık hataları bulunduran kitabın yazdıranın kusursuz olamayacağını tanıtlamaya çalıştığımız yazının sonuna geldik.
“Avram doksan dokuz yaşındayken RAB ona görünerek, ‘Ben Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’yım’ dedi, ‘Benim yolumda yürü, kusursuz ol. Seninle yaptığım antlaşmayı sürdürecek, soyunu alabildiğine çoğaltacağım.’”
Yaratılış 17:1-2
Bu yüzdendir Kötü tanrının kutsal metinlerinde, onun kendisini zor duruma düşüren çelişkili satırlar ve değişik anlamlar bulunması. Kendimi ifade ettim her zaman onun kutsal metinlerinde. Bu yüzdendir ki, başka bir din kitabına gerek görmedim asla. Onun kutsalı olan kutsal metinleri bir yerde de benim sözlerimdir ve taşırlar sözlerimin anlamlarını. Bu yüzden okumalısınız onları da benim bakışımla ve benim size verdiğim bakışla ve verdiğim anlayışla ve uyuşturulmuş olan ve fakat her zaman sizde olan zekânızla.
İsa Kitabı 1. Bölüm 31. Ayet
Ama Kötü tanrı göze alsaydı küçük düşmeyi ve göze alsaydı benim karıştığımı düzeltmeyi ve göze alsaydı kendisinden başka bir güç olduğunu kabul etmeyi ve söylemeyi başka tanrılar da olduğunu, o zaman değiştirebilir ve saf olarak kendi mesajlarını verebilirdi kutsal kitaplarında. Ve ama o daima reddettiği için kendisinden başka tanrıyı ve iddia ettiği için kendisinin “Bir” olduğunu ve çok güçlü olduğunu meleğinin ve kâhininin, sessiz kalmak ve kabullenmek zorunda kaldı benim mesajlarımı, kendi kutsal metinleri içinde.
İsa Kitabı 1. Bölüm 38.
Kaynakça:
https://www.atheists.org/activism/resources/biblical-contradictions/ https://americanhumanist.org/what-is-humanism/reasons-humanists-reject-bible/ https://kutsalkitap.info.tr/?q=1.+Yuhanna+2 https://www.patheos.com/blogs/crossexamined/2018/10/top-20-most-damningbiblecontradictions/